28 Eylül 2009 Pazartesi

Giens-La Tour Fondue, France,26-27.09.09

Eylul ayinin son haftasonunda deniz sezonunu kapadik.Genelde Turkiye donusu bir daha denize girmek nasip olmaz ama bu sene denk dustu. Yine katamaran yarisi seyretme bahanesi ile yarisin oldugu yere yakin Giens bolgesine gittik. Yarislari cok uzaktan gorduk ama duzenlendigi yere gitmedik bile.

Giens yarimadasinin ucunda olan kucuk liman La Tour Fondue'ye gittik cunku internetten denize en yakin gordugumuz camping idi.
Cuma ogleden sonra yola ciktik bes saatlik bir yolculuk sonunda aksam yedibucuk gibi vardik. Camping hostu ama kayaliklarin ustune kurulu oldugunu gorduk. Yuz metre yuruyorsun ve limana variyorsun,cevresinde uc kucuk plaj var. Birine esimin laser'ini bir sekilde indirebiliriz dedik. Zaten baska sansimiz yoktu o saatten sonra.

Ilk defa iki cocugumuzla cadirda kaldik. Genelde yazin kampa gittigimizde oglum Turkiye'de oluyor. Nitekim ona sozumuz vardi. Cocuklar babalari ile ugrasip iki cadiri da kurdular. Ben fazla bulasmadim; pek sevmem ugrasmayi dermisim:)) Laser tekneyi arabanin ustunden indirirken esime acidim ve hemen yardim eli uzattim. Zavalli zaten oglen kendi basina yuklemisti arabanin tepesine!!

Aksam hava pek guzeldi. Ne serin ne sicak, latif bir hava zaten Cote D'Azur o yuzden meshur. Cadirlari kurduktan sonra hemen limanin oraya yuruduk. Burunda eski bir kale var ve daha cok buyuk bir iskeleye benzeyen kucuk bir liman var. Ordan meshur ada Les Porguerolles'e kucuk vapurlar kalkiyor. Bir manav,bir firin,bir restoran ve bar var o kadar.Birkac kiralik apartman disinda baska da birsey yok La Tour Fondue'de. Limana bakan tek restoranda yemek yedik. Adam bizi anlamadi midye corbasi yerine balik corbasi getirdi. Uzerine pizza soyledik az yemek olsun diye. Hayatimda yedigim en kotu pizza idi. Domates sos yerine konserve domates ezmesi koymuslar. Igrencti. Ilk defa tabagimda yemek biraktim. Cenem durmadi. Italyanlardan beter italyan olmusum ben. Yani Italya'da en kotu yerde bile bundan daha iyi pizza yersin. Fransa'ya daha once de gittim ve hicbir zaman yediklerimden memnun kalmadim. Belki Paris'te iyi et yemekleri yapan kalite bir lokantaya gitsem iyi yemek yerim. Bilmeden fikir yurutmemeyim. Ama 1991 yilinda interrail gezimde, yedi sene evvel filan annem ile Marsilya ve civarina gittigimde de hic iyi yemek yemedim. Ahh Italya ah.. Birde kendi vatanim Turkiye'de genelde iyi yemek yendigi icin artik ben cok secici mizmiz oldum. Neyse uzgun halde dondum ve yorgun hemen uykuya daldik.

Sabah firindan croissant'larimizi alip barda kahve ictik. Hakkini yemeyelim Fransa'da tabii croissant ve baquet ekmegi var. Onlar enfes tabii. Liman gorevlileri kucuk vapurlarin yanastigi taraf ve dalgic teknelerinin yanastigi tarafta kalamazsiniz dediler. Bizde bizim camping'e yakin en kucuk taslik plaja yayildik. Ilica plaj misali sandalyelerimizle. Binbir maharetle de cekcegi kullanarak laseri iskeleye yanastirdik. Oradan birimiz bir yandan tuttu,biri denizin icinde bekledi denize yavasca kaydirdik. Resimde nereden indirdigimiz goruluyor:))




Oglum esimle bir saat yelken yapti. Ruzgar cogalmisti karsidaki meshur Les Porquerolles adasina gidip geldiler. Esim oglani birakip kendi iki saat daha dolasti. Tabii aciklar binbir guzellikte yelkenli ile dolu idi. Biz uzaktan gorduk ama o denize acildigi icin daha iyi gorebilmis. Aslinda deniz ruzgar olmasa resimlerdeki gibi turkuaz renginde olabiliyor. Ama yine de resimler yaniltici. Ben Nice, Cannes, Montecarlo'yu da gordum. Marsiglia,Sanary Sul Mer taraflarini da gordum. Simdi de Cote D'Azur'un bu bolgesini gormus oldum. Nerde bizim canim turkuaz denizimiz. Ege'de , bizim guney sahillerimiz de bin basar bu yerlere. Bizim el degmemis koylarimizim hepsinde on metre dibe kadar goruyorsun. Buranin denizi de tertemiz ama ayni sey degil. Yalniz yukarida yazdigim gibi havasi bambaska. Eylul sonu olmasina ragmen denizin suyu mukemmeldi. Hic sogumamisti. Nitekim iki defa uzun uzun girdim ve yuzdum.

Onlar yelken yaparken biz kizimla denize girdik, ev icin bir suru cakil tasi topladik,ben dergi okudum oyle bos bos oturdum. Iyi geldi..

Bende cikabilirdim esimle ama cocuklari orada plajda yalniz birakmaya cesaret edemedim. Oglen firin kapanmadan baquette ekmeklerimizi ve salamlarimizi aldik. Keyifle yine kilomuza kilo katarak plajda yedik. Aslinda baquette bizim turk ekmeginin incecigi. Bence ayni, ondan oglum zaten bos bir tane goturuyor.

Keyif yapmaktan video cekemedim. Daha iyi goruntuler yakalayabilirdim artik bir dahaki sefere.Bunu bari hatira olarak koyayim.



Aksamustu tekneyi yine denizden iskeleye ve cekcekin ustune kaydirdik!!! Katamaran yarislarina baktik uzaktan. Fotograf iyi yansitmiyor ama her yer tekne doluydu. Aksam camping'den cikmaya usendik,yuruyerek ayni restorana gittik. Mr.Bean'e benzeyen garsona bu sefer derdimizi anlattik ve cozze alla marinara ismarlardik.( fransizca ismini hatirlamiyorum) Kocaman cukur tabakta sogan maydonaz limon ile hafif pisirilmis midye geliyor. Suyuna ekmek banarak ve acilmis midyenin kabuguna suyundan doldurarak yiyorsun. Fransizlar bunu hardalli filan da yapiyorlar. Biz klasik istedik.Yaninda kesin patates kizartmasi geliyor. Pommes frites!! Bak o iyiydi. Cozze alla marinara'ya gelince.. Nerde Italya'daki......Diyorum ya ben Italyandan beter oldum elestiride. Cocuklara izgara et soyledik; o guzeldi. Zaten kizim bizden cok midye yiyor oglum ise "aa ben midye dolma isterim" dedi. "Gec , onu sen ancakTurkiye'de bulursun"dedik. Ben bir sise rose sarabi neredeyse tek basima ictim valla. Yemekleri pek sevmeyince kendimi saraba verdim.

Pazar sabahi uyanir uyanmaz kahvalti bile yapmadan cadirlari topladik ve herseyi arabaya yukledik. Bir tek tekne kaldi. Esim ben bugun yelkene cikmayayim dedi. Zaten zaman kisitli. Kahvaltimizi edip baquette ve salamlarimizi alip kucuk vapur ile karsi ada Les Porquerolles'e gectik. Ada guzel. Birkac degisik plaj ve trekking yollari var. Zamanin olacak bisiklet kiralayip dogal parki filan gezeceksin veya yuruyus yapacaksin. Oldukca buyuk marinasi var.



Biz hemen yukari tirmanip on dakika yurume mesafesinde olan buyuk plaja yani Plage Grande'ye gittik. Orayi da gorunce biraz hayal kirikligina ugradim. Daha puruzsuz temiz bir plaj ve masmavi berrak deniz bekliyordum.



Sandvicleri yedik ve hasirlarimizin uzerinde uykuya daldik. Kizim haric hepimiz kestirmisiz. Cadirda aksam sisme yatakta olsa evin gibi rahat uyuyamiyorsun.Kizimin zoru ile esim denize atti kendini. Bana "ilerle ilk tasligi ve yosunlari gecince sirf kum ve deniz berrak"dedi. Bende son son gireyim bari artik diye dusundum.Tabii daha suya adimimi attim cok daha ilik oldugunu gordum. Hemen kendimi atmisim. Uzun uzun yuzdum, cikmak istemedim. Iste bu bolgede daha once dedigim gibi en olumlu sey deniz suyunun sicakligi.Eylul sonu Alacati'da boyle uzun, usumeden hayatta yuzemezdim. Esim hadi vapura yetisecez demese daha kalirdim.. Hani durmadan yuzersin, kendini sulara atar, birakirsin,basini suya sokup masmavi gokyuzune bakarsin,yuzunu gunesin sicak isigina cevirirsin,bilirsin bu o sezon son girisindir denize.. Iste oyle bir mood icinde idim.

Vapura bindik saat dort gibi karsiya gectik. Arabaya tekneyi yukleyip, odeme yapip yola cikmamiz saat besi buldu. Yolda yemek molasi da verdigimiz icin saat gece onbucukta evimize vardik.Yol uzundu belki ama degdi cunku kizimla bol bol denize girdik,oglum ve esimde yelken yaptilar. Iyi bir haftasonu idi kotu pizza disinda:))

2 yorum:

Matilda dedi ki...

çok güzel fotoğraf ve anılar ben bu kadar detaylı bilmiyordum süper

Cem67 dedi ki...

çok güzel anlatıyorsun :),çok akıcı,bir çırpıda keyifle okunuyor;
bir sürü hoş detayla birlikte,
deniz,tekneler;yemekler..;deniz fotoğraflarındaki mavi ;masal gibi güzel !!